3 Mayıs ve Türkçülüğün Tarihindeki Yeri

tarafından **Bozkurt** C.tesi Tem. 05, 2008 1:05 am

3 Mayıs 1944 tarihi, Türk tekamülünde yeni bir gelişme ve önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihe bir his ve düşünce olarak süregelen Türkçülük; bundan böyle güçlü bir hareket, milli bir uyanış ve giderek doktrin halini almıştır. Bu sebeple acı ve ibret verici olmasına rağmen yeni bir döneme başlangıç olmak bakımından Türk milleti ve Türkçüler için çok önemli ve mukaddes bir gündür.

Oğuz Kaan'dan bu yana, şahıslarda veya çeşitli gruplarda bir fazilet ve bir his olarak yaşayan Türkçülük, 3 Mayıs 1944'te patlama bekleyen bir dinamizm olduğunu ortaya koymuştur. Evet, 3 Mayıs bir patlamaydı. Türklük düşmanlarına hain ve gafillere karşı, Türk münevverlerinin, Türk gençliğinin bir başkaldırışı ve Türkçülük ruhunun uyanışıydı, bu tarih Bu patlamayı takip eden yıllarda, Türkçülük yepyeni bulutlar içerisinde siyasi ve fikri hayata ağırlığını koymaya ve gücünü hissettirmeye başladı. Bu milli uyanış hareketinin başlamasına kadar geçen zaman içerisinde Türkçüler hislerini gönüllerinde saklamışlar ve münferit olarak yaptıkları icraatlarda ebedi eserlerde dile getirmişlerdi. Ali Suaviler, Süleyman Paşalar, Mehmet Emin, Rıza Nur, Vani Mehmet Efendi gibi büyük şahsiyetler birer kıymetli Türkçüydüler ama onların yaptıkları şuurlu ve güçlü bir hareket olmaktan uzaktı. Ancak bu milli uyanış hadisesinden sonradır ki; Türkçülük engel tanımaz bir hareket, güçlü bir doktrin, fikri ve siyasi sahada yepyeni bir dönüm noktası halini almıştır.

Bu sebeplerden dolayı 3 Mayıs hadiselerine adı karışmış bütün Türkçüleri minnetle hatırlamak ve onların yükselttiği bayrağı gönderinden asla indirmemek, daha da yücelere eriştirmek her Türk'e ve özellikle Türkçülere düşen önemli bir vazifedir. Onlar şeref timsali idiler. Ne mutlu o günü yaşayanlara.

Türkçülüğün tarihi içerisindeki yeri ve önemi bakımından 3 Mayıs 1944 tarihi bundan böyle bütün Türk milletinin mukaddes bir günü olmuştur. Resmileşmesi de elzemdir. Gerçi bu tarihte meydana gelen esef verici hadiseler toplama ve işkence hareketleri tarihin birer yüz karasıdır. Ama önemli olan çekilen bütün sıkıntı ve ızdırapların boşa gitmemiş olması ve hislerin hareket halini almasıdır.

Bu tarihin önemli bir diğer yönü de dışta ve tek sanılan düşmanın içimize de sızmış olduğunun açıkça ortaya çıkmasıdır. Nitekim bu tarihte Türkçülere hücum edenler aslında Türk milletinin bizzat kendisine ve bütünlüğüne saldırıyorlar. Bugün yine bu Türklük düşmanları, bu içimizdeki hainler kötü emellerini gerçekleştirmeye bütün güçleriyle devam ediyorlar. Buna karşılıkta hiçbir ceza görmedikleri gibi zehirli fikirlerini birer kazanç vasıtası şan şöhret yolu olarak herkesin gözü önünde devam ettirmektedirler. Dün İnönü Türkçülere cephe açmıştı, bugün Ecevit aynı işi devam ettirmektedir. Dün az idiler bugün çoğaldılar. Ama her şeye rağmen artık güçlü bir hareket halini alan Türkçülük aynı zamanda yüzde yüz yerli ve milli bir doktrin olarak Türk milletine yeni ufuklar açmaktadır.

O günlerde genç bir teğmen olan Alparslan TÜRKEŞ, şimdi güçlü bir liderdir. Türkçülük bayrağı bugün onun ellerinde yükselmektedir. Mucidi olduğu milliyetçi-toplumcu doktrinle Türk milliyetçiliğine yeni bir şekil kazandırarak Türk siyasi hayatına milliyetçi hareket imzasını atmaya muvaffak olmuştur. Bu bayrağın etrafına kenetlenmiş binlerce Türk genci ve münevveri 3 Mayıs'ta Türkçülük bayrağını daha ileri hedeflere, daha yükseklere eriştirmek gayesiyle bir iman ilim ve hareket ordusu halinde bir çığ gibi büyüyerek Türk milletini aydınlık ufuklara götürmenin andını içmiş bulunuyorlar.

İşte, yine kutlu ve önemli tarihin yeni bir yıldönümünü yaşarken ölenlere minnetimizi belirtiyor ve Tanrı'dan rahmet diliyoruz. Onlara olan minnet borcumuzun idraki içerisinde 3 Mayıs'ta yükselen bayrağın bir daha inmeyeceğini haykırıyoruz.

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN.

REŞİT ŞAŞIHÜSEYİNOĞLU
3 MAYIS 1976